Tövbeler Olsun Bölüm 5 - İnat mı, Gurur mu?!...

 İnat mı, Gurur mu?!

Önceki bölümün oldukça kötü olaylara ve bir dizi curcunaya gebe kaldığını az çok anlamıştık. ancak bu bölüm işler hem öküz öldü ortaklık bitti diyen Osman için, hem de iş bilenin kılıç kuşananın diyen Namzet için olukça karmaşık bir hal almaya başlıyor...

• geçtiğimiz bölüm Fuat ile detaylarını bilmeden bir anlaşma imzalayan Osman takı tasarımlarının Horanta Holding tarafından üretileceğini öğrenince gemileri yakmış, iş yapmaktan vazgeçmiş ve bir hışımla anlaşma masasını devirmişti. bu bölüm baba Necipli için bu devirdiği masanın sonuçları ortaya çıkmaya, yalan yalanı doğurmaya başlıyor

• ortaklık masasını yıkan Osman'ı 3 milyon dolarlık dev bir tazminat davası bekliyor. bölüm sonunda Sözleşmeyi yırtıp Namzet'in ortaklığını istemediğini söyleyerek ortamı terk etmesini hazmedemeyen Fuat da avukatlarını hızlı bir şekilde devreye sokarak davanın bir an önce açılıp icra takibinin başlatılmasını istedi. konunun Namzet cephesi de pek parlak sayılmazdı. 

• Namzet ve Latife de bu sinirden paylarını alan isimler oldu. adamı ikna etmeye çalışan Latife'nin aldığı cevap, Osman'ın tasarımlarıyla yola çıkılmayacaksa bu yolun tıkalı olacağı yönündeydi. ortalığın karışacağını anlayan Latife Namzet'e bu durumu anlattığında bu ortaklık için Horanta Holding fabrikasına tonlarla makine yurtdışından sipariş verilmiş, gemilerle yola çıkarılmıştı bile! 

• Osman'ın peşinden dakikalarca koşturan Namzet'i bekleyen bir kötü sürpriz de buydu. Namzet de Makine siparişi ve yenilemesi için 50 milyon dolarlık bir kredi çekmişti ve işin bozulduğunu bilmeyen Sinan babasının ilk talimatını uygulayarak makinelerin siparişini para hesaplara geçer geçmez vermişti! Namzet bu durumu Fuat'ın golf kulübünden çıkıp sinirini yatıştırmaya uğraşırken aldığından ufak çaplı bir de baygınlık geçirdi tabi. 

• Osman'ın inadından vazgeçmeye niyeti yok! üstelik de yalan yalanı doğurmaya daha evdeyken başlıyor! Fuat'ın dava tebligatı eve ulaştığında durumdan işkillenen Hülya'nın ağzı basit bir yalanla kapatılmayı başardı. Osman'ın iddiası dükkana alınan malların senetlerinin ödenemediği için haciz geldiği yönündeydi ancak Hülya bu işin peşini elbette bırakmayacak, gerçekler hiç olmayacak yerde ortaya çıkacaktı.

• Latife ve Namzet'in ikna harekatı ilk olarak Osman'dan başladı. gün boyu borç ve dava ile ilgili ikna  mesajları atarak adamı yoklayan baba Horanta, mesajlarının hiç birine cevap alamadı. daha kötüsü adam Namzet'e daha da bilendi. Mesajlarına karşılık bulamayan Namzet'in yoluna devam edebilmesi için yeni fikir Latife'den geldi. 

• Latife Fuat'ın eşini eskilerden tanıyormuş ve adamı ikna edebilmenin yolunun onların gönlünü hoş tutarak mutlu etmekten geçeceğine inanıyor. Plan Latife'den yana tıkır tıkır işlerken, Namzet de Fuat'ı ikna etmek için golf sahasına gitmeye karar veriyor. masraflı bir hazırlık sürecinin sonrasında Namzet Fuat'ı bulmayı başarıyor ancak Fuat kalemi kırmış, olayı yüce Türk Adaletine teslim etmiş. burası karavana. moralleri düzeltebilecek haber Latife'den geliyor. 

• Latife Fuat'ın eşi Neşe'yi beş çayına davet etti ve daveti icabet buldu. Namzet de Son bir gayret Osman'ın dükkanında soluğu aldı. hatta Osman'ın müşterilerine satış bile yaptı! ancak adam Nuh diyor Peygamber demiyor! borcu üstlenip adamdan uzaklaşmakta kararlı ve keçi gibi inatçı! bu olayın hemen evvelinde İcracılar dükkanı ve malları incelemek üzere Osman'ın kapısını çalmış, Osman adamlar tam eve gidecekken son anda durdurmayı başarmıştı. 

• Hülya işin peşini bırakmaz dedik ya, öyle de oldu bırakmadı! Osman'ın Namzet ile birlikte dükkandan çıktığını öğrenen Hülya da dümeni Horantaların evine kırdı. Osman'ın nerede olduğunu öğrenmek, oradaysa da alıp götürmek üzere yola çıkan Hülya ve Aylin gerçekleri Latife'nin ağzından duyacak, işler iyice sarpa saracaktı! 

• ilk etapta borç miktarının 10 bin TL olduğunu zanneden Hülya, Osman'ın aslında 3 milyonluk borcu olduğunu ve Namzet'in bu borcu ödemeye çalıştığını ( bu kısım Latife'nin şişirmesi olabilir ) Latife'den öğrenince orta çaplı bir çok geçirdi! gün ola devran döne. bakalım bu işin sonu nere varacak?!…