Güzel Günler Bölüm 2 – Kanatlarım Var Ruhumda…
Kanatlarım Var Ruhumda
Selma Setrak’ın mirasını öğrenip İstanbul’a geldiği günden beri başına gelmedik kalmadı. Ancak bu kez curcuna bir değil çift yerden kopuyor, Mihran ve Selma için yeni bir macera başlıyor!
·
Geçtiğimiz bölümün sonunda Alya tarafından
nişana çağrılıp iş teklifi alan Selma bu bölüm oldukça sert ve gereksiz
tepkilerle karşılaşıyor. Nişanda tam da gençlerin sahne alacağı esnada Mihran
ile göz göze gelen Selma’nın sırayla Kıymet, Saliha ve Atakan ile karşılaşması
nişana düşen yıldırım olmaya yetti de arttı bile. Aynı şaşkınlık ve sinir
Mihran için de geçerliydi, zira o da Selma’yı görevi sırasında orada görünce
ufak çaplı bir sinir krizi geçirdi.
· Selma’nın ev ahalisi ile göz göze geldiğini gören oğlumuz da olaya jet hızıyla dahil olarak zaten bulanık olan suyu daha da
karanlık hale getirmeyi başardı. Tam bu noktada Kıymet’ten de azar işiten
zavallı işi bitirmeden apar topar evden ayrıldı ve o da kendisine söylenen ve
yapılanlardan ötürü üzülüp sinirlendi.
· Selma sinir harbi ve üzüntü içinde ne
yapacağını, nasıl yaşayacağını ve bu olan bitene katlanabileceğini düşünürken
benzer bir kriz de Mihran’ların evinde yaşanıyor, Mihran Selma’nın nişan
bastığını iddia ederek yangına körükle gitmeye devam ediyordu. Burada oğlumuzun
alacağı önemli bir karar hem MihSel’i yeniden bir araya getirecek, hem de
nişanlısının Mihran’ı kedi fare kovalamacasına sokmasına sebep olacaktı.
· Nişanda olup bitenlere ve Selma’nın sözüm ona
nişanı basmasına oldukça kızan Mihran Setrak’tan miras kalan evi satmaya karar
verdi. Selma’nın da onayıyla viran konak satılacak, herkes paradan payını alıp
köşesine çekilecekti. Ancak bu da o kadar kolay olmayacak, kader Selma ve
Mihran için yeni bir ağ örmeye başlayacaktı.
· Setrak’ın vekili olan avukatın ofisinde buluşan
ikili nişanda olanlar konusunda ufak bir tartışmaya girdi. Selma nişanın
Mihran’a ait olduğunu bilmediğinde ısrarcı olsa da Mihran tam tersi bir inatla
kızı suçlamaya devam etti. Bu durum avukatın yanına girene dek sürdü. Avukatın
vereceği haber ise ikisi için de şok tesiri yarattı. Setrak konağı Mihran ve
Selma için bırakmıştı, ancak iş satışa geldiğinde beklenmedik bir muris
ortalığı karıştırmaya yetti! Mari Altınçatal adındaki bu muris Setrak’ın
kardeşiymiş ve evin üzerinde onun da hakkı varmış. Bizimkiler onu bulup razılık
almadan eve el süremeyecek, ancak üçlü onay olduğu takdirde evin satış akdi
imza edilebilecekti.
· Mari hanımı arama çalışmaları son sürat
başlarken Mihran evin satışı için üçkağıtçı kuzeni Atakan’a çoktan görev
vermişti bile! Daha doğrusu Atakan işi üstüne almakta ısrar etti, zira evden
ahaliye kalacak olan meblağ hatırı sayılır ve oğlumuz bu fırsatı kaçırmak
istemedi. Hatta evi gösterdiği müşteriden kapora bile aldı! Evin satışında
pürüzler olduğunu öğrenen adamlar da Atakan’ın bu işi halletmesi durumunda daha
büyük bir meblağ ile geri geleceklerini söyleyerek pause moduna geçti.
· Evde tüm bunlar olurken İstanbul sokaklarında da
Selma ve küçük Leylim yaşam mücadelesi veriyor, aç biilaç dolaşmayı sürdürüyordu.
Alya’nın evinden parasını bile almadan kaçar gibi çıkan Selma böyle yaparak hem
kendinin hem de kardeşinin sağlığını ve hayatını riske atıyor, en sonunda
bayılacak noktaya geliyordu. Ancak bu noktada da devreye giren Alya işlerin
esas karıştığı nokta ve karıştıran kişi olacak.
· Selma’nın parasını almadan kaçar gibi gidişine
üzülüp şaşıran Alya soluğu Atakan’ın dükkânda aldı. Aynı anda bizimkilerle
görüşmeye gelen Selma da Alya ile pişti olunca ortalık karıştı. Kendisi ile
alakalı Dönen muhabbetten rahatsız olan Selma dükkânı terk etse de sağlığı
sonunda başına iş açtı ve köşeyi dönemeden baygınlık geçirdi! Durumu ve kızı
kurtaran da Alya oldu, zira tam dışarı çıktığı esnada Leylim’in çığlıklarını
duydu ve Selma’nın durumunu görüp onu hastaneye yetiştirmeyi başardı. Şükür ki
sadece açlıktan kan şekeri düşmüştü ve serum takviyesi ile durum kurtulmuştu.
· Mihran’ın nişan süreci de dahil olmak üzere son
zamanlardaki hal ve hareketlerini mantıklı bulmayan hafiye gelin sessiz ama
derinden araştırma ve soruşturma faaliyeti yürütmeye başladı. Evvela Mihran’ın
atölyesinde Mari’nin adı ve adresi yazılı kâğıdı ele geçiren kızımız, daha
sonra kahvecide Altan’dan Selma ve Leylim’in adaya gittiklerini öğrendi, bunun
hemen öncesinde de Mihran adada olduğunu ve daha sonra geleceğini söylemiş,
hafiye gelin burada işkillenmeye başlamıştı.
· Peki Mihran ve Selma adada ne yapıyordu? Tabi ki
Mari ile konuşuyordu! Ana Kraliçe Saliha’nın da yardımıyla Mari’nin adresine
ulaşan ikili sonunda konağın satışı için izin almaya ve Mari ile konuşup işi
bitirmeye karar verdi. Uzun ve tarihi bir muhabbetin ardından evi satma izni
veren Mari, Selma’nın kolyesinin aile yadigârı olduğunu, Setrak’ın çocukların
evlilik hayalinin gerçekleşmemesinden ötürü geri aileye verilmesi gerektiğini söyledi.
Ancak kolye Selma’da değildi! Bakalım bu konak bizimkilerin başına daha ne
çoraplar örecek?!..
Yorumlar
Yorum Gönder