Güzel Günler Bölüm 3 - Büyük Sabır Sınavı...
Büyük Sabır Sınavı
Bu Bölüm hikayenin adına ters bir çok olumsuz olay peşi sıra geliyor. hem Mihran hem de Altan ve Atakan büyük sabır sınavından geçiyor...
- Geçtiğimiz bölümün sonunda casusluk yeteneklerini konuşturan ve nişanlısını köşe bucak takip eden Alya bu bölüm büyük bilgiye ulaşıyor. Miras kalan konağın satışı için Büyükada'ya doğru bilinmezliklerle dolu bir yolculuğa çıkan Mihran ve Selma'nın bu bölüm foyası meydana çıkıyor.
- Mihran'ı sürekli aradığı ve nerede olduğunu öğrenmeye çalıştığı halde oğlandan hiç bir bilgi edinemeyen hafiye gelin, bu bölüm soluğu vapur iskelesinde aldı. bizimkileri bizzat karşılamaya giden kızımız Selma ve Leylim'in garipseyen bakışları altında Mihran'ı kenara çekip konuşmaya karar verdi. Mihran da hatasını anlamış olacak küheylan gibi boynunu büktü ve kızın kendisine gider yapmasını seyrederek Selma ile ilgili gerçekleri anlatmaya karar verdi.
- Evet, Selma Mihran'ın eski nişanlısıydı. ancak Alya bundan şu an haberdar oluyordu ve bunu geç öğrenmek, üstüne nişanlım dediği adamdan böyle bir konuda seri yalanlar duymuş olmak gururunu ve kalbini kırmıştı. bu konudaki sinirini ve üzüntüsünü nişan yüzüğünü çıkararak atmaya çalışan hafiye gelin Mihran ne kadar kendini savunmaya çabaladıysa, ne kadar af dilediyse de kabul etmedi ve Mihran bir kez de buradan köşeye sıkışmış oldu.
- ada macerasının önemli bir yanı da Mari'nin kolye yoksa satış da yok baskısı nedeniyle satışın kolye bulunana kadar iptal olmasıydı ve bu durum Atakan başta olmak üzere herkesi oldukça fazla zor durumlara sokacak, Atakan'ın yaptığı iyiliği sorgulamasına yol açacaktı. bu olumsuz durumların ilki, belki de en büyüğü Altan'ın Atakan'ın kendisine ait olmayan bir emtia ile borcunu ödemeye çalıştığını öğrenmesiyle başlayacak, Altan kendini yasadışı dövüş bahislerinin ortasında bulacaktı.
- son zamanlarda ağzını bıçak açmayan Atakan Mihran'dan evin satışının iptal olduğunu öğrenince büyük bir şok geçirdi. zira satışta kapora olarak aldığı para Altan'ın belalısı Ziya'ya borç olarak verilmişti ve satış olmayacağı için bu paranın iadesi de artık mümkün değildi. iki ucu pislikli çomak misali arada kalan Atakan'ın bu gizemli hal ve tavırları Altan'ın da ziyadesiyle dikkatini çekmeye başlamış, ancak Atakan Altan'a ser verip sır vermemişti, ta ki Altan'ın Kıymet ile Atakan arasında geçen bir diyaloğu gizli gizli dinlediği o ana kadar.
- Kıymet Atakan'ın parasını aldığı adamların bir çalışanını yakinen tanıyor ve bu adam Kıymet'in dükkanına Atakan'ı uyarmasını söylemesini istemek için ziyarette bulunuyor. adama renk vermese de kanı beynine sıçrayan Kıymet de soluğu Atakan'ın kahvecisinde alıyor tabi. ana oğul arasında borca dair hararetli bir tartışma sürerken tuvalet kapısının eşiğinden konuşulanları dinleyen Altan ise ayrı bir sinir krizi geçiriyor desem abartmış olmam sanırım.
- Atakan'ın kendisine danışmadan böyle bir halt yemesine oldukça sinirlenen Altan borca karşılık verilen parayı geri alıp Atakan'ın başını beladan kurtarmak için Ziya'nın dövüş teklifini kabul ediyor ve adını kafes dövüşüne yazdırıyor. ancak bu durumdan son ana kadar Atakan'ın haberi olmuyor ve ne oluyorsa o andan sonra oluyor!
- mahalledeki herkesten, en başta da Selma'dan helallik alarak, daha sonra Selma'nın kendisini de yanına alarak yola çıkan Altan karşısında nasıl biri olacağını son ana kadar öğrenemedi. lakabını bilip kendisini görmediği bu yarma gülün adı Neriman'dı ve bu yarma gül daha önce Ziya'nın yanında Altan'ı korkutmak için dolaşıyordu! Ziya'nın oyununa geldiğini anlayan, ancak geri dönüş yolu bulamayan Altan en sonunda ringe çıkıyor. ancak ne çıkış!
- bir noktaya kadar soft başlayıp , daha sonra sertleşen mücadelede Altan hoşafı çıkmış bir halde dayanmaya çalışıyor, ancak o elini kaldırana kadar karşıdaki yumruk üstüne yumruk, kroşe üstüne kroşe geçiriyor! yüzü gözü kan içinde yere serilen Balboa'yı Selma sayesinde yardıma koşan Atakan ve Mihran kurtarıyor.
- zorlu bir mücadelenin ardından kızı zor bela hastaneye yetiştiren kuzenler ve Selma yürekleri ağızlarında doktordan gelecek hayırlı haberleri bekliyordu, doktor da kafa travması ile durumun atlatıldığını, önlem amaçlı müşahede edilmesi gerektiğini söyleyerek bizimkileri rahatlattı. tam bu noktada ortama dalış yapan Ziya'yı da Mihran ve Selma Atakan'ın elinden zor kurtardı diyebiliriz, zira Atakan bu kız dövüşmeyecek demesine rağmen Ziya bu haltı yemişti, utanmadan bir de borcun yarısı kadar para getirip bizimkilerin önüne atmıştı!.
- Selma ve Leylim Van'a dönüyor! haftalardır arabada yatıp kalkan, yiyecek lokma ekmek, başlarını sokacak bir çatı bulamayan ve sığıntı gibi yaşayan kardeşleri bu bölüm İstanbul'a tutunduracak bir dal ortaya çıkıyor, ancak bu da hüsranla sonuçlanıyor!
- Leylim özel eğitim alması gereken bir çocuk ve Selma onu okula kaydettireceğine dair söz veriyor. ancak Leylim gibi çocukları kabul eden okullardan biri bağış görünümlü soygun gerçekleştirdiği ve Selma'nın o kadar parası olmadığı için hüsran oldu. ancak bu konuda büyük yardım yine Altan'dan geliyor ve onun sayesinde bu tip başka bir okulun bursluluk sınavlarından haberdar olan kardeşler canhıraş bir biçimde bu sınavlara hazırlanıyor.
- sınav saatine kurdukları alarmı duymayarak sınava geciken kardeşler öğretmenlere yalvar yakar sınava girmeyi başarıyor, ancak burada da Leylim günlerce çalıştığı konuları aniden unutuveriyor! kalem dahi oynayamayan kızımız can havli ile sınıfı terk etti ve üzüntüsünü ablasına açık etti. bu durumda İstanbul'da kalmanın bir anlamı yoktu, ancak Van'da da hatıralardan başka bir şey yoktu! Selma'nın gideceğini öğrenen Mihran kıtı kıtına yetişip onu durdurmayı başardı ama bu hal iyi hal değil. görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler...
Yorumlar
Yorum Gönder