#BiziBirleştirenHikayeler: Tozkoparan İskender Gölge Bölüm 2 - İlk Taş...

İlk Taş

Bu Bölüm hem en beklenmeyenin gerçekleştiği, hem de öngörülerimin tamı tamına tuttuğu bir bölüm oldu! 

GÖLGE, MAVİ AY VE PENÇE! ÜÇÜ AYNI ANDA AYNI YERDE! HEDEF AYASOFYA!

•  Geçtiğimiz bölüm hem Mavi Ay, hem de Pençe için bir hayli curcunalı geçmiş, ekipler rekabetten dostluğa giden bu taşlı yolda ilk adımlarını atmaya başlamıştı. bu bölüm Gölge öyle bir yerden harekete geçiyor ki, hem Mavi Ay, hem de Pençe kendini İstanbul Dehlizleri'nin karanlık koridorlarında buluyor. kısacası GÖLGE HAREKETE GEÇİYOR!

• Geçtiğimiz bölümün Sonunda Mete Tozkoparan Teşkilatı'ndan gelen bilgiyle görü sahibi olmuş ve akademinin yazı tahtasına bir şekil çizmişti. bu şekil Gölge'nin üç parçadan oluşan taşın ilk parçasının nerede olduğunu bulduğuna dair bir işaretti ancak bunu çözümlemek her iki takım için de bir hayli zor olacak, kütüphane didik didik edilecek ve macera bu noktadan itibaren başlayacaktı! 

• kütüphanede çizilen işaretin ne anlam ifade ettiği araştırılmaya çalışılırken Gölge de yine ilk bölümde kontrolü altına aldığı insanlardan bir ekip kurmuş, taşın bulunması için onlara emirler sıralamaya başlamıştı. zavallı insanlar Gögle'nin kontrolü altında olduklarını bilmeden bir arabaya atlayıp tarihi Ayasofya Camii'ne doğru yola çıkmış, şer odakları taşın ilk parçasını bulmaya çoktan yaklaşmıştı. 

• bizim ekibin çalışmalarına döndüğümüzde ise yine Pençezen Cenk'in bilindik atar giderlerinden biriyle karşılaşıyoruz. Gölge'nin kendilerinden hızlı davranacağı endişesiyle Tozkoparanlar'ın da hızlanması gerektiğini düşünen Cenk takım arkadaşlarını da hiçe sayarak çalışmayı bıraktı ve ortamı terk etti. ancak bu noktada bilinmesi gereken önemli bir detay vardı ki, o da Cenk'in  Ayasofya'yı keşfetmiş olduğuydu!

HAYIR VE ŞER KARŞI KARŞIYA!

• Tozkoparanlar Cenk'in incelediği ancak ekibe söylemediği " İstanbul'un Sembolleri " kitabına tesadüf eseri rastlayıp içeriğini kontrol ettiklerinde Ayasofya ile göz göze geldi. çizilen sembol Ayasofya'ya aitti ve sonunda ilk taşın yeri bulunmuştu! hemen yola çıkan ekibi oldukça kötü sürprizler bekleyecek, taş hiç olmadık yerden çıkıp hiç olmayacak birinin elline geçecekti! 

• Gölge'nin ajanları Ayasofya yolundayken bizimkiler de vakit kaybetmeden yola çıktılar. Mete'nin yönlendirme ve talimatlarıyla hareket eden ekip ne yapacağı konusunda istişare ederken ajanlar çoktan camiye varmış ve Mavi Ay'a karşı siper almıştı bile. bu noktadan itibaren Mavi Ay çok dikkatli ve koordine olmalı, adamları elinden kaçırmamalıydı. ancak Gölge öyle kurnaz bir yaratık ki, hem taşı ele geçirmeyi, hem de bizimkileri oyalamayı başardı! 

KARANLIK DEHLİZLERDE BÜYÜK MACERA!

• aynı anda hem Pençe, hem Mavi Ay, hem de Gölge'nin ajanları caminin içinde taşa dair bir iz ve varlık emaresi aramaya başladı. Mete ve ekibi ajanlara karşı gözünü açık tutmaya uğraşırken ajanlar da her yerde taşı ve İskender'i arıyor, gördükleri yerde yok edip taşa ulaşmak için çaba sarf ediyordu. ancak bu pek de kolay olmadı. İskender karşılaştığı tüm zorlukları yine tozkoparanca yöntemlerle egale etmeyi başarmış, sıra taşın bulunup çıkarılmasına gelmişti. burada mesele artık yerin altına iniyordu tabi. 

• Tozkoparanlarla birlikte taşı arayan Pençe takımı taşın yerin altında olabileceğini fark eden ilk taraf oldu. Bora'nın saçma sapan konuşmalarına rağmen bu detayı gözden kaçırmayan Cenk Ceren ile beraber dehlize inmeye karar verdi. Cenk için o taş canından bile kıymetli olacak ki kızı da yanında maceraya sürüklemekten geri durmadı. 

• ekipten kopuk davranmanın bedelini ağır bir biçimde ödeyecek olduğundan habersiz dehlizlerin koridorlarında ilerleyen Cenk ve yancısı Ceren'i tam da taşa ulaşmışken durduran bir güç oldu. bu güç elbette ki Gölge'nin ajanları ve zihinlerini kontrol ettikleri insanlardı ve oldukça kötü bir anda bizimkiler kelimenin tam anlamıyla köşeye sıkışmıştı! 

• Pençe tayfasının eli kolu gerçek anlamda bağlanmış durumdayken dehlize giren ikinci ekip olan Mavi Ay onların ajanlarla kavga ettiğini duyarak seslerin geldiği yere gitti. Ceren ve Cenk'i eli kolu bağlanmış halde bulan ekip onları çözdükten sonra ajanların peşine düştü ve taşı sağ salim kurtarmanın yolunu aramaya başladı. 

• tüm bunlar olurken bizimkileri ajanların gözlük kameralarından izleyen Gölge ise hazırlıklı gelmişti. taşı ne pahasına olursa olsun isteyen Gölge'ye istediğini ulaştırmak için çaba sarf eden ajanlar zihin kontrolündeki insanlarla birlikte bizimkileri atlatmanın basit bir yolunu buldu. buna göre her biri bir sokağa dağılacak ve peşlerindeki çocukları şaşırtacaktı, ancak bu pek mümkün olmadı. 

• Mete ve Sinan zihin kontrolündeki insanların birini bir tünelin içinde, İskender ise diğerini sahilde yakalamış, İskender gerçek taş sandığı şeyi almayı başarmıştı. sandığı diyorum çünkü adamın elinden aldığı şey gerçek taş değildi! peki gerçek taş kimde ve neredeydi? bu sorunun cevabını Gölge'nin yaveri veriyor. gerçek taş onunla birlikte bir bota atlayıp uzaklaşırken İskender ve tozkoparanlar arkalarından büyük bir üzüntü ve kederle bakakaldılar. Tozkoparan kendini suçlasa da bu durumun üstesinden kolay kolay gelinemeyeceği de açık. 

• yaver bota atladığında kendisini götüren kaptanın maskesinin altında önemli bir detay var ki, o maskenin altındaki yüz Haluk'a ait! ilk bölümün sonunda Haluk'un Gölge ile bir bağının olup olmadığını sizlerle birlikte sorgulamıştık, bu bölüm Haluk'un Gölge'nin has adamı olduğunun ortaya çıkması doğrusu beni şaşırtmadı. bakalım gelecek bölümde neler göreceğiz?...