Tozkoparan İskender Sır Bölüm 4 - Doğru Zamanda 94 Adım!..
Doğru Zamanda 94 Adım!..
94 basamaklı merdivenleri olan bir saat kulesinin gösterecekleri için ne kadar " derine inebilirsiniz? "
İMAM SANDIK KUŞÇU ÇIKTI!
- Evet geçtiğimiz bölümün sonunda tozkoparanlar muvakkithanenin dehlizlerinde Kastor ile duvar arasında sıkışmış, ekibimizi karşılarından gelen gölgenin sahibinin kim olduğunu anlamaya çalışırken bırakmıştık. bu bölümün başında bu gölgenin sahibini yine geçtiğimiz bölüm bizimkilere namaz kıldıran imam olduğu ortaya çıktı. üstelik büyük bir sürprizle!
- dehlizin orta yerinde Kastor'dan kaçmaya çalışan bizimkiler karşılarına çıkan bu garip adamı gördüklerinde ilk etapta ufak çaplı bir şok geçirdiler. gelen adam muvakkithanenin koruyucusu, aynı zamanda Ali Kuşçu'nun soyundan gelen son nesil olan Ahmet Kuşçu idi. Ahmet Kuşçu ilk etapta çocukların hal ve tavırlarına karşı biraz güvensizlik beslese de İskender'in Zamandaki İlk Muvakkit Size Yol Gösterecek Şifresini söylemesiyle güvensizlik yerini güvene bıraktı ve ekip dehlizin de derinlerinde gizli bir depoya doğru yola çıktı.
- Depoda eski yazma eserler büyük bir titizlikle saklanıyor ve her türlü dış etkenlere karşı korunuyordu. Ahmet kendisi ve geçmişi hakkında bilgi verdikten sonra çocuklara sedef işlemeli gümüş bir kutu verdi. bu kutu ellerindeki sır broşu ile açılabilirdi ve Ahmet kendisine verilen koruma görevini hakkıyla yerine getirmiş olmanın gururuyla çocukları yolcu etti. tabi bu yolculama esnasında Kastor da boş durmuyor, bizimkileri DNA takibi yaparak aramaya devam ediyor!
AHMET VE KASTOR KARŞI KARŞIYA!
- Ahmet Kuşçu Baykuş'un Kastor burada nidalarının ardından çocukları kısa yoldan dehlizden çıkarmayı başardı. İskender kuşçuyu yalnız bırakmak istemese de o gücünün sınırlarını bilmediği Kastor ile kapışmakta ısrar ve inat edince ekibin eli kolu bağlandı. çocuklar güvenli bir biçimde yüzeye çıkmayı başardığı an ortama dalış yapan Kastor ve robotlarını teknolojilerinin oldukça gerisinde bir kılıç kalkan oyunu bekleyecek, Kastor'un bilgisayar belleği bu oyun esnasında hasar alacaktı.
- Ahmet deponun duvarlarında asılı olan kılıçlardan birini Kastor'a verip, diğer ikisini kendisi alarak kapışmayı başlattı. Kastor ilk etapta olup bitenlere teknolojisi ve geldiği çağın gereği bir anlam veremediyse de kapışmaya hızlı adapte oldu ve iki taraf da birbirine kılıç sallamaya, kapışmayı hararetlendirmeye başladı.
- yaklaşık 5 dakika süren dönencenin ardından Kastor Ahmet'i köşeye sıkıştırmayı ve kılıcıyla etkisiz hale getirmeyi başardı. bu noktada her nasıl olduysa Kastor anormal hareketler yapmaya, bozuk bilgisayar gibi davranmaya başladı. tabi bu durum onu tozkoparanları aramaktan alıkoymayacak, robotlarına kendini düzelttirerek oyuna kaldığı yerden devam etmesini sağlayacaktı!
DOĞRU ZAMANDA 94 ADIM! YENİ ROTA DOLMABAHÇE!
- şimdi gelelim bu bölümün başlığına ilham kaynağı olan olaylar dizisine! Ahmet'in çocuklara verdiği kutunun kapağında sır broşuna ait bir şekil vardı ve İskender bu şekille broşu birbirine uydurarak kapağı açmayı başardı. kutudan bir dişli çark benzeri malzeme ile, Osmanlıca bilmece yazılı bir kağıt çıktı, bilmece kağıdı kutunun tabanına yapışık halde bir saten mendilin arasından çıktı.
- ekip önce çarkın ne anlama geldiğini tek başına çözmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. sonradan kutunun dibinde olduğu anlaşılan kağıtta " DOĞRU ZAMANDA 94 ADIM İLERİ GİDİN " şeklinde bir bilmece yazılıydı. çarkın bir saat zembereğine ait olduğunu keşfettikten sonra bu 94 adımın nereye doğru atılması gerektiği araştırıldı. bu 94 basamaklı merdiven Dolmabahçe Saat Kulesi'ne aitti ve ekip son hız oraya doğru yola çıktı!
- çıktı çıkmasına ama orada da curcuna peşlerini bırakmadı! Baykuş'un üzerinden pençelerini ayırmayan Kastor onun DNA'sı ile tüm ekibi her seferinde bulmayı başarıyor. Baykuş ve Asya Kastor'a karşı erkete iken erkekler kuleye çıkarak çarkı ait olduğu zembereğe takmakla görevlendirildi. ancak burada büyük bir problem vardı. Kastor! Kastor'un robotlarından Turbo kulenin avlusunda Baykuş ve Asya'yı köşeye sıkıştırmayı başardı. Asya dikkati kendi üzerine çekerek robotu avluda tur attırdıktan sonra kendi yöntemleriyle bayılttı ve ekibin yanına soluk soluğa geri döndü.
- kızlar aşağıda bunlarla uğraşırken erkekler de kulenin tepesinde çarkı zembereğe uydurmaya çalışıyor, ancak başarılı olamıyordu. çarkın üzerinde yazılı rakamları zemberektekilerle eşleştirip çarkı yerine oturtmayı deneyen tozkoparan hiç bir şekilde bu uyumu yakalayamıyor, çark zembereğe oturmuyordu. çarktaki ve zemberekteki rakamlar birbiriyle uyuştuğunda saatin dışarıdan görünen yüzünde de anormal hareketler baş göstermeye, akrep ve yelkovan hızlı hızlı hareket ederek sadece belli rakamlarda duruyordu. acaba bu rakamlar neyin nesi?
94 ADIM ATILDI, 95. ADIMDA OYUNCULUK VAR!
- evet yanlış okumadınız, bizimkiler belli bir noktaya geldiklerinde kendilerini reklam çekimi yapılan bir platoya dönüştürülen bir sarnıcın ortasında bulacak, Kastor yine soğuk nefesini enselerinde hissettirecekti!
- saat kulesinin dengesini kaybederek rastgele rakamlar göstermeye başladığı sırada ortadan kaybolan Dron TB, saatin, rakamların ve akreple yelkovanın birer dijital haritasını çıkarmış. bu sayede rakamları ve kolların hareketini net bir şekilde görebilen ekibimiz bu rakamların bir sanrıca ait koordinatlar olduğunu keşfetti ve hemen koordinatların belirttiği yere doğru yola çıktı. tabi söz konusu tozkoparanlar ise tereyağından kıl çekmeyi beklemeyin!
- sarnıcın avlusuna geldiklerinde bir sürü karavan ve set işçisi olduğunu gören ekibi inceden bir korku sarmaya başladı. normalde boş olması beklenen sarnıçta bir reklam filmi çekiliyordu ve çekim ekibinden bir asistan yönetmenin beklediği oyuncuların gelmemiş olmasından dolayı diken üstündeydi. tabi bu durum da bizimkilere yaradı, kısa yoldan sarnıca girme yolu olarak! yönetmen asistanına kendilerinin beklenen oyuncular olduklarını söyleyen Asya curcunayı başlatan isim oldu. bizimkiler bırak reklam çekmeyi, eline kamera almamış ki nereden bilecekler konu ne, neden buradalar?! zaten bölümün asıl komedi yanı da buradan patladı ya?!
- bizimkiler palas pandıras hazırlıklarını yaptıktan sonra kamera karşısına geçti. bizimkiler yönetmene tekrar üstüne tekrar aldırınca ortalık karıştı! en sonunda sufle ile okunan repliklerden bir reklam filmi çıkarmayı başaran ekibimiz farkında olmadan bir firmaya da böylelikle yardım etmiş oldu. bütün tantana bitip, ekip sarnıcı terk edince Baykuş'un bilekliğindeki sarnıçla alakalı şekil ve görsellerin aslında var olup olmadığını araştırmaya girişen ekibimizi burada da birilerinin ayak sesleri karşılıyor, gelenin bu kez Kastor olma ihtimali yükseliyor! sonraki bölümde kalpten gitmezsek iyidir...
Yorumlar
Yorum Gönder