Tozkoparan İskender Zafer ( Tozkoparan İskender 2. Özel Bölüm ) - Bu Bizim Kurtuluş Savaşımız!

 Bu Bizim Kurtuluş Savaşımız!

Tarih 26 Ağustos 1922. Alparslan'dan 851  yıl sonra bu kez Sahnede Mustafa Kemal Paşa var. Ancak bu kez Hattı Değil, Sathı müdafaa mühim. işin içinde Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni inşa etmek var! 

• 26 Ağustos 1071'de Sulan Alparslan ile birlikte Anadolu'yu kazanan Tozkoparan, bu kez 1922'nin aynı gününde Büyük Taarruzda ok atacak. Mustafa Kemal Paşa'nın hareketi geciken bir kolordudan haber almak istemesiyle başlayan Süreç, bizimkileri bu kez de yunan işgaline karşı birleşmeye itecek. 

• 1071'den 1922'ye açılan portal bizimkileri ıssız  ve çorak bir araziye düşürdü. siperler kazılmış ancak içlerinde kimse yok, ekip nerede ve hangi zamanda olduklarını anlamaya çalışıyor. kısa bir zaman arazide olan biteni çözümlemeye çalıştıktan sonra ortaya çıkan zamangaç bu kez tarihi 26 Ağustos, yani Türk Kurtuluş Savaşı'nın hazırlıklarının sürdüğü gün olarak gösterdi. 

• ekip olan biteni idrak etmeye çabalarken Yunan askerleri, Afyon Karargahı'nın iletişim yollarını tıkamak için ellerinden geleni artlarına koymuyor, karargaha giden telgraf ve telefon hatlarını bombalayarak yok ediyordu. bu durum Mustafa Kemal Paşa tarafından hareketi geciken bir kolordudan haber almak istediği anda anlaşıldı ve paşa 2 askerini telleri onarmak için hattın bulunduğu yere gönderdi. 

• Ancak buradaki tehlike yunan savaş uçaklarının sürekli bomba ve taramalı tüfeklerle saldırıyor olmasıydı. başlangıçta bizimkiler de aynı tehlikeyi teğet geçerek siperlere saklanmak suretiyle kurtulmayı başarmıştı. hattı onarmaya gelen askerler yunan gavurunun son taciz ateşlerinden biriyle yaralanarak bitkin düştü. bu noktada sahneye yine Tozkoparan çıktı ve yaralı erler güvenli bir noktaya taşındı.

• Mustafa Kemal Paşa'nın Büyük Taarruz'u başlatacak emri öncesi iletişim hatlarının onarılması gerekliliğinin de bilinciyle çalışmaya başlayan ekip vatan savunmasında yeni dostlar edinecek, düşmanlar da. ilk karşılaştıkları dost Gözü Kara Hediye oldu. Hediye aynı zamanda Türkülere de konu olan bir kızdı. cepheye mühimmat ve erzak taşıyordu. 

• Hediye ve bizimkilerin karşılaşması biraz garip olduysa da kızın bizimkilerin dost olduklarını anlaması pek de uzun sürmedi. telgraf hattının tamiri için yol gösteren Hediye, bizimkileri Yunan askerlerinden mühimmat saklayan ve bunları gizli bir depoda tutan Hasan Dede'ye yönlendirdi. 

• Ekip kendi arasında iş bölümü yaptığında Asya ve Arda onarım için gerekli malzemeleri getirecek, Sinan, İskender ve Salih hattı Onaracak,  Fikri ise karargahtaki iletişim aletlerini onaracaktı. ancak İskender'in hünerlerini ve güçlerini duyan Yunan Gavuru burada da boş durmayacak, her yeri didik didik ederek bizimkilere ulaşacaktı. 

• şimdi gelelim yukarıda bahsini ettiğimiz Hasan Dede'ye. hasan Dede de Diğer vatanseverler gibi vatan savunması için çalışan, bu amaçla gizli bir depo kuran ve bunun yerini güvenmediği kişilere belli etmeyen tonton bir dedemiz. deponun varlığını öğrenen yunan keferesi adamcağızı ev olarak kullandığı barakada sıkıştırmış, ancak Dede ölümü göze alarak deponun yerini belletmemiş. 

• yunan gavuru da dişini sıkarak adamın ağzından laf almaya çalıştıysa da başarılı olamadı. tam adamcağızı vuracaklarken yanlarında bulunan ve Türk olduğu, ancak yunan askerleri tarafından kandırıldığı bariz belli olan Teo adında bir genç tarafından engellendi. bunlar olurken Asya ve Arda da zorlu bir yolculuktan sonra köye ulaşmış, ancak gördükleri manzara karşısında şoke olmuşlardı. Hasan dedenin yaşadığı köy yunan ordusu tarafından yerle bir edilmiş, köyde kalan son aile de hanesini terk etmek zorunda bırakılmıştı. 

• Yunan gavuru boş durmuyor dedik ya, bir bölük asker de deponun yerini görmek umuduyla çocukları takip etmiş.  çocuklar tellerin içinde olduğu sandığı ararken pusuya yatan yunan kafirleri, onlar tam Hasan dedenin eşeğine malzemeleri yüklenmiş gitmeye hazırlanırken saklandıkları yerden çıktı ve bizimkileri pusuya düşürdü! 

• Teo ve askerler arasında çocukları kim vursun tartışması yaşanırken olaya müdahil olan Hasan dede Teo'nun babasını tanıması üzerine giderek askerleri ve onu çocuklara zarar vermekten vazgeçmeye ikna etti. daha doğrusu Teo askerlerden birini bacağından vurarak etkisiz hale getirip kaçtı. 

• bu sırada telgraf hattının tamiri için uğraşan Tozkoparan ve ekibini bu kez de onları uzaktan izleyen bir casus dürtüklüyor, İskender üzerine gittiği vakit de işin aslının bambaşka olduğu ortaya çıkıyor! İskender kuvvetli hisleriyle çocuğu yakalayıp ortaya çıkardıktan sonra adının Yusuf olduğu, harp meydanlarında çarpışan abisini aradığı ortaya çıktı. Yusuf aynı zamanda telgraf hattının  onarılmasına da yardım edecek, hatta bizimkilerle birlikte yunan gavurunun esiri bile olacaktı! 

• Teller onarılıp, Mustafa Kemal Paşa ordularından haber alamasın diye insanüstü bir çaba sarf eden Yunan ordusu, hattı onardığını öğrendikleri Çocukları daha önce yıktıkları direklerin olduğu yerde pusuya düşürdü. hattın onarılan kısmını yeniden yıkmak isterlerken karşılarına çıkan Tozkoparan yine kendine has numaralarıyla herifleri durdurmayı başardı. ancak bu noktada işin içine yunanların komutanı da girecek, İskender Mustafa Kemal Paşa'dan Gazi unvanı ve şeref madalyası alan ilk kemankeş olacaktı. 

• Düşmanın ele geçirme çabalarının sonuçsuz kaldığı İskender kendinden beklemeyecek çeviklik ve kıvraklıkla silahlardan ve mermilerden kaçmayı başardı. karmaşada askerleri kendine siper edip kaçan gavur komutanı da İskender'i ortadan kaldırmak için son bir pusuya yattı. İskender tam tel direklerinin üstünde çalışırken onu gözüne kestiren komutanın silahından çıkan mermiyle aynı anda Tozkoparan'ın yayından da ok fırlamış, hızla giden ok yakın hızla gelen mermiyi ikiye bölüp geçmişti. 

• Ancak bu noktada İskender kendini yerde baygın halde buldu. ikiye bölünen mermi çocuğun omzunu sıyırıp geçerken kendisi de bayıldığı anda başını sert zemine çarpmıştı. baygın yattığı dört gün boyunca yaşananları Elif'ten Dinleyen tozkoparan, Mustafa Kemal Paşa'nın başarılı bir savaş taktiği uyguladığını, bir çok Türk toprağında Yunan izlerinin silindiğini öğrendi. çocuk kendini toparlayıp olanları öğrendiğinde ekip de Mustafa Kemal Paşa'nın huzurunda, ondan takdir ve övgü dolu sözler duymaktaydı. 

• aynı takdir ve övgü tozkoparanımız için de geçerliydi. büyük önder İskender'in kendisi ve Türk ordusu için atıldığı görevleri ve üstlendiği sorumlulukları öğrenince büyük bir gururla ona Madalya takdim etti. artık zamanı gelmişti. Mehmetçiklerin ORDULAR, İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ, İLERİ! talimatını alacakları Büyük Taarruz, Mustafa Kemal Paşa'nın Fahrettin Paşa'ya açtığı telefon ile başlamış, vatan uğrunda binlerce aslan canlarını ortaya koyarak cephe almıştı. 

İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.